21 Mayıs 2009

BİR ŞARKISIN SEN PROGRAMI - ATV

ATV Bir Şarkısın Sen Program Logosu
BAYILDIM Kİ NE BAYILDIM... Annem yanıma geldiği günden beri tutturmuş 'bir program var sana izletmem lazım' diyordu. Neymiş efendim ATV'de çocuklar şarkı söylüyormuş. Tabi daha önce yapılan bu tür programları düşünüp aklıma ilk Barış Manço'yla 7'den 77'ye yada Hakkı Devrim'in sunduğu programlar geldi. Eminim komik ve şekerlerdir ama annemdeki bu ısrar niye anlamamıştım.

Dün gece ilk defa izleme şansım oldu ve ben son zamanlarda 2-2,5 saat bir programdan bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. Aman tanrım nasıl harika bir programdır bu. Henüz izlemediyseniz Cumartesi akşamları 20:00'da ATV karşısında olun ve telefonlarınızı falan kapayın olası bir dışarı çağırılma tehlikesinden korunmak adına. Muhteşem bir program, tam anlamıyla muhteşem!

Programın sitesinde burdan ulaşabilirsiniz. Kısaca tüm ülke taranmış ve birbirinden yetenekli 20 minik seçilmiş, her hafta PopStar usulü şarkılar okutuluyor. Ama üzerine basa basa durdukları birşey var ki bu bir yarışma değil, müzik programı. Halk en sevdiği şarkıyı seçiyor ve o hafta onu okuyan minik ödül alıyor. Eminim o programdan ödül almadan çıkacak bir minik de olmayacaktır.

Bakınca basit bir program, eğlenceli... Ama benim dikkatimi çok önemli detaylar çekti. Öncelikle bu miniklerdeki ses muazzam. Bence şu anda piyasada kirlilik yapan tüm o gereksiz adamlar bugünden tezi yok bu işi bırakmalı. İnsanın gerçekten kaliteli bir müziğe olan özlemini bu çocuklar gideriyor. Sadece sesleri değil, hareketleri, tonlamaları, duruşlarıyla insanları âdeta mest ediyorlar. Bunun yanında az önce de dediğim gibi bu bir yarışma değil. Çocukları bu minik yaşlardan öylesine bir ruh haline, kafa yapısına sokmuyorlar. Hepsi orada eğleniyor ve öğreniyor. Yılların eskitemediği duayenler de gerek yorumlarıyla gerek de düetleriyle o çocuklara büyük destek oluyorlar. Bu arada her çocuk gündüz okuluna devam ediyor ve bu sayede de önemli bir mesaj veriliyor: yeteneklisiniz, tamam, ama önce eğitim! Yani bu çocukları sömürmek yerine aslında gerçekten de yardımcı oluyorlar bir bakıma. Öyle çok ağlama zırlama da yok, çok eğlenceli.

Bir de olayın kültür kısmı var ki en başta bu yüzden resmen ayakta alkışladım bu programı dün gece. Çocuklara Türkçe'yi nasıl kullanacaklarını çok iyi öğretiyorlar. O minik bebeler şarkılardaki tonlamaları, telâffuzları ve vurgularıyla resmen tüm ülkeye kocaman bir ders veriyorlar. Lisan konusunda çok hassas olduğumu beni bilenler ve/ya bazı yazılarımı okuyanlar bilir. Bu kadar berrak bir Türkçe'yle o güzel şarkıları ve türküleri dinlemek beni mest etti. Ayrıca şarkılardaki çeşitlilik de harika. Pop, türkü, rock hepsi var. Henüz çocukları kendi rahatlık alanlarından dışarı çıkartmamışlar, yani genelde aynı tür şarkıları söylüyor olasalar da ilerleyen zamanlarda bu çeşitlilik de hoş olabilir. Sadece dün gece 70'lerin unutulmaz pop müziğinden en güzel Doğu türkülerine uzanan bir yelpazede şarkılar dinledik. Muhteşemdi... Bir üzerine bağlama çalmaları, dans etmeleri, uzun hava okumaları eklenince oturduğum koltuktan kalkmak istemedim. Son olarak en çok hoşuma giden de bu çocuklara bu güzel ülkenin zengin kültürünü aşılıyor olmaları. Biri önde bir halk türküsü söylerken arkada miniklerin içtenlikle eşlik etmeleri çok memnun edici. Yeni nesilin iyice ilgisini yitirdiği, toplum olarak yozlaşmanın hızla sürdüğü, unutulan ve ihmal edilen bu yöresel zenginliklerimizi yeni nesile bu vesileyle yeniden aktarabilmek çok mutlu eden bir olay. Bu şekilde de ülkenin bu zenginliklerle bir bütün olduğu, bu zenginlikleri bizi ayıracak bir farklılık olarak görmemek gerektiği fikri de aşılanmış olur bu miniklere. Ayrıca, zamane pop müziğinin yarattığı kirlilikten bu çocukları çekip almak da bizim görevimiz.

Bu minikler belki hala yaş olarak çocuk olsalar da sesleriyle ve yorumlarıyla 40 yıllık solist gibiler. Hele bazılarının ilerde doğru adımlar atarlarsa sanatçı seviyesine ulaşabileceklerine ve çok kaliteli işler yapabileceklerine inancım sonsuz. Zaten dinlerken bu çocukları kapayın gözlerinizi ve duyduğunuz sesin bir yetişkinden çıkmadığına inanmak çok zor gelecektir.

Burda bir tek nokta var ki tedirgin olmadan geçemedim. Şimdi, bu çocuklar birer cevher ve daha kimbilir neler neler var ülkenin her tarafında. Ama benim korkum çok minik olmaları. Birileri bu çocuklar nasılsa ünlü oldu diye durumdan istifadeye çalışırsa sonları çok kötü olabilir. Bunlardan biri de mesela Mehmet Daş. Bu deli fişek minik adam gerçekten bir harika. Zamanında programına da çıktığı İbrahim Tatlıses'in de bir hayranı. O'nun hareketlerini, hatta türküsünü söylerken mikrofondan boşta kalan kolunu dirsekten kırıp elini de bilekten kırarak aldığı vucüt şekli bile aynı. İbo'nun sesi tartışılmaz. Biraz da ondan çok kızıyorum sanırım çünkü boşa harcanan potansiyeller beni deli eder. Bu çocukların da örnek aldıkları insanların önemi kendi gelecekleri için çok ama çok büyük. Mehmet ilerde İbo'yu yada Emrah'ı örnek alırsa kendine yazık etmiş olur. Bu sadece bir örnekti.

Umarım yakında Muhammed o muhteşem türküleri yanısıra batı müziği yada klasik Türk müziği de söyler, umarım Şebnem o muhteşem sesiyle caz okur bizlere, Berkan TSM okurken, Berna, Aleynalar, Görkem derken bu harika gösterilerine devam eder. Umarım kendi iyi oldukları türleri bizlere sergilerken bir yandan da kendilerini geliştirirler. Umarım erken başladıkları bu güzel serüvende kaliteli adımlar atar ve hayatlarında sadece "popçu" yada "türkücü" olarak devam etmezler. Bu çocuklarda "sanatçı" olma potansiyeli var ve bunu umarım çöpe atmazlar. İremler, Ceylan, Büşra, Meltem, Miraç, Aycan, Baran, Cenk, Helin, Latife, Murat, Ozan... Ve en başta ATV ve bu miniklerin aileleri... Teşekkürler! Bakalım bunlardan sonra daha nice minik yetenekler gelecek...

ugurarcan | 21-Mayıs-2009 | KCo.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder