Bu gidişat iyi değil. Hani lig öncesi hazırlık maçlarını izlemediğim için Erman Hoca'nın hani sürekli eleştirdiği spor yazarlarından olmamak için bir bakıma, dedim önce izliyeyim de öyle konuşayım. Aslında 2000'den beri yaşananalar işlerin kepazeliğini gayet net öne seriyordu. Bu sezona gelene kadar bana etik dışı gelen ve/veya kabiliyetsizlik olarak kabul ettiğim bir kaç noktaya bakarsak çok ciddi sorunları görebiliriz. Mesela:
- Bülent Korkmaz'ın takımdan koparılış şekli
- Ergün Pembe'nin takımdan koparılış şekli
- Hakan Ünsal, Arif Erdem ve diğer emektarların takımdan ayrılış şekilleri
- UEFA ve Süper Kupa kazanmış bir takımın bunu milyon dolarlara çeviremediği halde rakibi Fenerbahçe'nin minicik şeylerden inanılmaz paralar elde etmesi
- Jardel'i alıp satarken yenilen kazık
- Frank Ribery'i adam gibi elde tutamamak, yapılan çingenelik
- Fatih Terim'i yeniden işe alarak hemde Lucescu'ya büyük bir saygısızlık yapılarak, arından Terim'i istifayla göndermek
- Onlarca yapılan salak saçma transferler
- Hagi tek maçla kaçırdığı halde şampiyonluğu onu işinden kovmak
- Önce Hagi'nin 10 numaralı formayı müzeye asmak sonra indirip oyuncu almak...
Bunlar direk aklıma gelen 10 şey. Kimbilir atladığım neler oldu. Stad projelerini ve yenilen kazıkları, yada Taffarel'in falan elden çıkarılış şekillerini katmadım. Şimdi bu seneye geldik ve hani 'belki' dediğimiz anda hiçbir zaman büyük düşünememiş ve adam gibi bir iş becerememiş bir başkan adam yokluğundan başkan oldu. Neyse dedik belki bir iş yapar ama ilk icraatlardan biri Kalli'yi yollamak oldu. Neyse ki Galatasaray'ı Fenerbahçe'den ayıran o oyunculardaki ruhun büyüklüğü bu kumarda Polat'ın leyhine sonuçlandı. Herkes bir gaza geldi. Büyük işler beklendi. Sonra bir baktık Galatasaray'da iyice sıklaşan ve normalde Fenerbahçe'de gördüğümüz "vefasızlık" yine kendini gösterdi. Önce Mondragon gitti, Abdurrahim Albayrak'a yapılan saygısızlık tam bir rezaletti, ve belkide Türkiye tarihinin en büyük forveti ve oyuncusu Hakan Şükür skandal bir şekilde takımdan koparıldı. Neyse Allah'tan Arda henüz bizde...
İcraatlara bakalım... Takımın başına Skibbe denen ve hayatında tek idari başarısı olmayan bir adam getirildi. Webaslan sitesinden aldığım Michael Skibbe profili şöyle:
Profesyonel futbolculuk kariyerine Schalke'de başlayan Skibbe, 1984-1986 yılları arasında Schalke 04’de forma giydi. Daha sonra üç kez çapraz bağları kopan Skibbe, erken yaşta futbola veda etmek zorunda kaldı.Büyük bir takımın ve Avrupa'da Şampiyonlar Ligi Kupasını (sözde) hedefleyen bir takımın başına getiren hocanın TEK BİR başarısı yok. Ama Fenerbahçe kimi getirmiş diye bakınca İspanya'yı koskoca Avrupa şampiyonu yapmış hocayı görüyoruz. Ha o Fenerbahçedir, Carlos Alberto Pereira geldi de lig şampiyonluğundan başka ne oldu (takım bu kadar iyi değildi tabi ama), onlarda ruh yok falan diyoruz ama geçen sene çeyrek finale çıktılar demek birşeyler oluyor artık. Bizim Skibbe de inşallah ilk başarısını bizle alacak, yanında da aynı kaderi paylaşan Ümit Davala. Herşeyin bir ilki var tabi.
1989 yılında Borussia Dortmund’un genç takım hocalığına getirilen Michael Skibbe, 1998 yılında A takımın başına geçti. 32 yaşında Borussia Dortmund’un teknik direktörü olurken aynı zamanda Bundesliga tarihinde takım çalıştıran en genç hoca unvanını kazandı. Michael Skibbe 1 buçuk yıl sonra görevinden ayrıldı.
2000 yılında Rudi Völler ile birlikte Almanya Milli Takımı'ndan gelen teklifi kabul etti ve Almanya'yı çalıştırmaya başladı. Almanya'nın 2004 Avrupa Şampiyonası'nda ilk turda elenmesinin ardından Rudi Völler ve Michael Skibe görevlerinden ayrıldı.
Daha sonra Alman Futbol Federasyonu'nda çalışan Skibbe, Ekim 2005'te Bayer Leverkusen ile anlaştı ve o tarihten bu sezon sonuna kadar Alman ekibinde teknik direktörlük yaptı. Bayer Leverkusen geçtiğimiz sezon Bundesliga’da 34 maçta 51 puan toplayarak sezonu 7. sırada tamamladı.
Ardından yapılan diğer transferlere bakalım. Bu arada alınıp da koca bir sene kullanılamayan Linderoth ve Lincoln de ayrı sorunlar ama ben hala Linderoth'dan ümitliyim. Mondragon gitti ki her ne kadar bence Aykut Türkiye'nin en iyi kalecisi olacak buna inansam da bu kadar harika bir kalecin varken onu elden çıkarıyorsun yerine yabancı ve sözde harika bir kaleci alıp yedekte oturtuyorsun! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Parayı atacak yer bulamadıysanız bana verin yahu!.. Hadi Song gitti sesimiz pek çıkmadı çünkü yerine gelen adam iyi ama o da Servet'in aynısı değil mi? Neyse sağlam adam diye sustuk ona ama madem sağbek açığın var oraya adam alsana önce! Bu arada sağbek değil ama bir de geçen sezon bir adam kiralandı Roma'dan, Barusso, kiraladık iki maç yaptı gitti. Fesuphanallah! Paralar çöpe...
Ve son "bomba" transfer Milan... Galatasaray'ın ne kadar büyük bir klüp ol-MA-dığının göstergesidir bu tür transferlerde yaşananlar. Bu adam evet iyi golcü buna lafım yok ama nasıl havalar atıldı Lyon'dan alındı diye ama adam aslında son yılın yarısını takımda yer bulamadı diye Portsmouth'da geçirmiş kiralık olarak. Bariz istenmiyor ki satıldı. Tabi gazetelerde çıkan bir erkeği dudağından öptüğü alkollü resimleri başımıza neler açar bilmiyorum ama olayın o televole kısımları beni ilgilendirmez. Hagi gelir o zaman ortamı bayram edersin ki o zaman binbir eleştiri geldi, adam bizi dünyada BİR numaralı takım haline getirdi takım arkadaşlarıyla beraber. Eğer dediğin kadar büyük bir takımsan yer gök inletmezsin Milan gibi adamı aldığında. Lyon acaba o kadar şatafat yapmış mı o adamı aldığında? Yani büyük takım olmak lafla olmuyor, icraat lazım. Bu kadar iş adamı bir araya geliyor bir takımı ihya edemiyor ki kimse yapamayız diyemez çünkü yapan var, bkz. Fenerbahçe! Demek bu işi bilmiyorsunuz. Madem para kazanamıyorsunuz o zaman bari Faruk Süren ve ekibi gibi başarı kazanın, o da yok. Hala "2000 Ruhu"nu arıyorlar. Anam o ruh gitti yok artık, bitti! Yenisini yaratacaksın, yaratamıyorsan bu işi yapmayacaksın. Ali Sami Yen Stadı'na dökük bir kamyonette aslan getirip hayvana eziyet etmekle olmaz bu iş.
Büyük takım olmak için büyük takım gibi düşünmek ve öyle hareket etmek lazım. Sen gider Fenerbahçe'ye verirsen 5.5 Milyon Euro'yu adamların harika transferlerini bedavaya getirirsin. Kendi başarından para kazanamadığın gibi, millete başarısızlıklarınla para kazandırıyorsun. Pişti ki ne pişti; pişmedi hatta yandı! Bakalım verdik o kadar parayı izleyeceğiz ligi ama durumlar iyi değil. Ya bu Skibbe aklını başına alacak, yada bizi Skib-atacak! Sonra bakalım hocasız şampiyonluk kumarı bir daha tutuyor mu. Takımıma güveniyorum, iyi işler yapacak kapasitenin olduğuna da inanıyorum ama takımda lidersizlik yüzünden bu potansiyelin ortaya çıkarılamamasına kızıyorum. En çok da yapılan vefasızlıklara kızıyorum, HEM DE ÇOK KIZIYORUM! Kimse Galatasaray'ın sahibi değildir; herkes hizmet eder sonra çeker gider. Hakan'ın, Bülent'in hakkını kimse ödeyemez! İnsallah birileri ayılır da bu takımın potansiyelini ortaya çıkarır yoksa şimdiden söylüyorum, Fenerbahçe de, Beşiktaş da, hatta Trabzon da bizden daha iyi olur.
Şampiyonlukmuş, şampiyonlar ligiymiş bunlar gelir geçer, burda sorunlar daha derin; karakter sorunu. Unutmayalım, "GALATASARAYLI OLMAK AYRICALIKTIR." Daha söylenecek çok şey var ama yine 'bir ümit' diyerekten sineye çekiyorum. Ümit derken bakalım Arda ve Ümit Karan'a ne olacak. Arda gözde ama Ümit Karan'ı da salak bir şekilde kaybedersek de tam felaket olur.
ugurarcan | 28-Ağustos-2008 | KCo.
GÜNCELLEMELER: Her zaman Uğur Mumcu'nun "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma" sözünü kendime felsefe olarak aldığım için buna en ufak ters bir hareket yaptığımda kendimi eleştiririm. Yeni aldığım bir bir haberi sizlerle paylaşmak istedim.
Milan Baros'un Lyonda istenmeme sebebinin performanstan çok hayat tarzındaki uyumsuzluklar ve kanunlarla olan sorunları olduğunu öğrendim. Futbolculuk sadece sahada olmaz. İllâki komple karakteri önemlidir. Yine de göreceğiz uzun vadede ne kadar yararlı olacak ama en azından form olarak ilk başlarda olan tedirginliğim biraz daha hafiflemiş oldu. Tabi adam akıllı Türkiye'de ne kadar kanunlar adil işliyor ki? O da eminim burda daha rahat olacağını düşünüyordur. Zaman gösterecek.
Zaten yazımın amacı transfer eleştirisinden öte Galatasaraydaki karakter erozyonuydu. Bunun yanında teknik direktör Skibbe'nin seçilmesindeki eleştirilerim yönetimin yeterince "büyük düşünememesinden" kaynaklığından o konuda hala aynı düşüncelere sahibim. Başarılı olabilir mi? Belki. Ama büyük kumar! Ayrıca örneklerini verdiğim bilimum vefasızliklara olan rahatsızlıklarım değişmedi. Ben sadece futbolcu transferi açısından biraz daha hafifletmek istedim yazımdaki eleştirileri. Bu güncellemeleri kimseye haksızlık yapmamak adına eklemeyi kendime görev bildim. Ne demişler "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste."
Sevgiler.
ugurarcan | 31-Ağustos-2008 | HJ#308
resim: http://www.galatasaray.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder