3 Aralık 2007

Biraz Şiir Tadı...

Emptiness
BOŞLUK

Yıllar oldu…
Çok bedenlerde terledi bu beden,
Çok kokularda aradı onu.
Çok geceleri bağladı sabahlara
Bazen bir kadın dudağında,
Bazen yalnızlığın kollarında.
Çok gözlere daldı,
Çok elleri okşadı.
Hep bir umut vardı onun için ama
Olmadı, olduramadı.
Yürekte koca bir gedik,
Dolduramadı.

3-Aralık-2007

*********************************************************

Plenty of Emptiness
ÖZDEMİR ASAF’A YANIT

Önce çok güldüler bana kıçlarıyla,
Sonra yanık kremlerine akıp gitti bütün para,
Ne tımarhaneler alır oldu beni artık,
Ne de basmayan kaldı defalarca sırtıma.
Gün geldi Nazım'la tıkadım yollarımı sevgiye
Dilimde "Bence şimdi sen de herkes gibisin" mısrasıyla.
..
Ne dersin Asaf?
Sence yeterince karıştık mı artık kalabalığa?
Geldi mi zaman yeni ufuklara?

14-Kasım-2007

(YUVARLAĞIN KÖŞELERİ/Aşka gönül ile düşersen yanarsın./Zeka ile düşersen kavrulursun./ Akıl ile düşersen çıldırırsın./Duygu ile düşersen gülünç olursun./Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin./Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç./Özdemir ASAF)

pictures: Matt Sallis & Horacio Cardozo

3 yorum:

  1. Asagidaki Can Dundar'in yazisi icimizdeki bosluktan, eksiklikten bahsediyor. Beni pek inandiramadi ama, belki seni ikna eder.

    ASIL EKSIKLIK

    Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.
    Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.
    Hayatin matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.
    İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.
    Önce yalnızdık. 9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı
    bekledik ve dünyaya ağlayarak geldik.
    Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi.
    Biraz büyüdükten sonra, kendimizi bildiğimiz anda,
    içimizi kemiren, kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik:
    Bir yerde bir eksik var.
    Korktuk.
    "Bunun sebebi ne?"
    Diye sorduk kendimize.
    Cevabi yapıştırdık :
    "Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var.
    O yüzden eksiklik hissediyoruz."
    Peki, neye sahip olmamız gerekiyor?
    Çocukken, "yaşımız küçük"
    diye düşündük her istediğimizi yapamıyoruz.
    Kurallar, yasaklar var.
    Büyüyünce her şey yoluna girecek.
    Büyüdükçe bir şey değişmedi.
    Yine huzursuzduk.
    İçimizden bir ses ayni sözcükleri
    fısıldıyordu:
    "Bir eksik var."
    Kafamız karıştı.
    Nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan? Nasıl geçecek bu?
    Aklımıza yeni cevaplar geldi:
    Okulu bitirince geçecek.
    İse girince geçecek.
    Para kazanınca geçecek.
    Tatile gidince geçecek.
    Okulu bitirdik.
    Diploma aldık.
    İse girdik.
    Kartvizit aldık. Çalıştık.
    Para kazandık.
    Taşındık.
    Araba aldık.
    Çalıştık.
    Eve yeni eşyalar aldık.
    Tatile gittik.
    Dans ettik.
    Terfi ettik.
    Kartviziti değiştirdik.
    Daha çok çalıştık.
    Daha çok para kazandık.
    Çalıştık.
    Çalıştık.
    Geçmedi.
    Bir yerde bir eksik var" hissi, hala orada duruyordu.
    Bu sefer de "Sevgilimiz olunca geçecek" dedik.
    "Yalnızlığımız sona erince bu illetten kurtulacağız."
    Beklemeye başladık.
    Derken, biri çıktı karşımıza
    aşık olduk.
    Ve anında başka biri olduk.
    Daha güçlü, daha güzel, daha akilli biri.
    Hesap cüzdanları, kartvizitler,
    hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamamıştı.
    Sevgilimizin gözlerinde,
    daha önce bize verilmemiş kadar büyük
    sevgi ve hayranlık gördük.
    Sevgilimizin gözlerinde Tanrı' yi gördük.
    Işığı gördük.
    "Tünelin ucundaki ışık bu olmalı" diye düşündük
    "kurtulduk."
    Sonra bir gün, daha dun bize deli gibi aşık olan insan
    çekip gidiverdi.
    Ya da artik eskisi gibi sevmediğini söyledi.
    Ya da başka birine aşık olduğunu söyledi.
    Ya da daha kötüsü ,
    başka birine aşık oldu ama söylemedi.
    Telefonu açmamasından,
    elimizi tutmamasından , sevişmemesine
    bahane bulmak zorunda kalmamak için
    biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık ,
    bir terslik olduğunu.....
    Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi,
    bizdik.
    Fark etmez. Sonuçta ask bitti.
    Simdi her yer bomboş. Simdi tekrar yalnızız.
    Başladığımız yere donduk.
    Yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık.
    Hâlbuki her şeyi denedik, her yere baktık. öyle mi?
    Bakmadığımız bir yer kaldı.
    İçimize bakmadık.
    Eksik parçayı dışarıda aradık ama içimizde saklı olabileceğini
    akil etmedik.
    Birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye uğraştık
    ama kendimizi sevmedik.
    Şaşıracak bir şey yok, tabii ki sevmedik.
    Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk?
    Canimiz yanmasın diye duvarların ardına
    saklanır mıydık?
    Kendimizi bos sanıp doldurmaya uğraşır mıydık?
    Terk edilmekten korkar mıydık?
    Asil eksiklik, eksik olduğumuzu
    düşünmekti.
    Asil eksiklik, çareyi başkasında aramaktı .
    Hayatin matematiği farklı;
    iki yarimi toplayınca bir etmiyor.
    İnsan tek başına mutsuzsa
    başka biriyle de mutlu
    olamıyor .
    "Herkes beni sevsin" diye uğraşınca
    kimse gerçekten sevmiyor,
    herkes sevgisine şart koyuyor,
    sınır koyuyor.
    Oysa "kendime duyduğum sevgi bana yeter"
    diye düşününce ,
    kendimizi olduğumuz gibi kabullenince
    yarım tamamlanıyor.
    Her şey bir oluyor.
    İşte o zaman perde aralanıyor .
    Acı diniyor.
    İşte o zaman başka 'bir'iyle
    bir araya gelerek,
    hesabin kitabin,
    korkunun kaygının hüküm sürdüğü
    sahte bir sevgi yerine,
    gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.

    CAN DUNDAR

    YanıtlaSil
  2. bence 100% hakli Can. Insan once kendini sevmeli, kendine yetmeli ki baskasina faydasi olsun. Insan baskasina bel bagladigi zaman, o sevgiyi, mutlulugu, vs. baska seylerde aradiginda hepsi geciyor, kalici ve saglam olmuyor. Biz yasadigimiz surece kesin olarak var olacak tek sey kendimizdir. Kendimizi sevdigimiz surece bu hic gecmez. Boylece kendini seven insan da daha saglikli olarak baskalarini sevebilir. Ihtiyactan degil secimden sevenin sevgisi saglikli oluyor. Bir nevi de insan sahip olmadigi seyi baskasina veremez. Iste ona cabalayanlar bugun Credit Card Debt yuzunden kendini asanlar...

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Ugurcum merhaba, ilk defa inceliyorum siteni. Gozlerim dolarak bazı yazılarını okudum. Nedense duygusal olmayan yazıları atladım.Duygusalım bu aksam..Ozdemir Asaf a bir de ben cevap yazdım. soyle boyle anlattım galiba icimdekileri:)Paylasmak istedim:


    Ben seçtim yolumu…
    Gönül ile düştüm ardına
    Yanmaksa, yandım en derinden…
    İçime öylesine işledi ki…
    Kendi zayıflıklarımı da katarak
    Büyüttüm ask denen asıl sevgiliyi
    Zeka yok, akıl yok
    Ama delirmekten korkarım yokluğunda.

    Aska düşmek asıl ezilmek değil midir el yolunda...
    Kusura bakma Özdemir Asaf
    Ben seçmemeliydim hiçbir yol


    Opuldun kocaman:)

    Ebru Elmas

    YanıtlaSil