6 Eylül 2007

Soruyorum Size, Hadi Bakalım

Run away
Soruyorum hepinize... Bay-bayan herkese...

Bir insan neden sevgiye çok önem verir, sevgi üstüne hayatını kurar, sevgiyi en büyük değeri olarak görür, sevilir, severken.....................

Sevgisini vermekten çekinmez, sevgi sevgiyle büyür düşüncesiyle yaşar, sevmek için ufak sebepler bulur, sevdiklerinin de kendisini sevmesi için ümit eder, sevgilerini hak eder, etmeye çalışır, zırt pırt minyatür aşklar içine girer çıkar, kendisine çok insanı aşık eder, hatta başına bazen bela alır, ama sever, sevdirir, sevgisinin sınırını sadece gökyüzüyle ölçer ve herkesi onlar O’nu sevmesede de yargılamayacak kadar çok severken............................

Büyük sevgiler karşısında saygıyla eğilir, kendisindeki sevginin büyüklüğü ile çok rüyalar süsler, sayısız sevgi paylaşmış, hepsinde kalelerini korumuş, hükmetmiş, her zaman değer verdiği için her ayrılıkta biraz burkulmuş ama devam etmiş, yani görmüş, geçirmiş, ve hazmetmişken..........................

Daha önce sevgiden ÇOK büyük kazık yemiş ve yine yeni yeniden ihtiyaç duyarken...............

O’nu buldum mu acaba dediği ve bunun sinyallerini aldığı anda birden arkasına bakmadan kaçma ihtiyacı duyar? Ölümden kaçar gibi, nereye kaçacağını bazen bilir bazen bilmez halde kaçar? Herşeyi yok etmeyi, paramparça etmeyi, tüm emekleri, zamanı çöpe atmayı hiç önemsemeden kaçar? Nedir bu korku? Nasıl çözülür?

ugurarcan | 14-Kasım-2004

5 yorum:

  1. yemiyo arkadas.
    Aynı naneyi yemek ..

    YanıtlaSil
  2. Birkac defa okumama ragmen, cidden ben son paragraf ve oncekileri bir turlu baglayamadim.
    Son paragraf tamamen zit dusunceler sunuyor; sanki tamamen yazardan baska birisine aitmis gibi ya da copy paste yaparken yanlislikla yanlis file dan alinmis gibi. 2. Paragraf nasil basliyor: "Sevgisini vermekten çekinmez", eee sevgisini vermekten cekinmeyen kimse nasil olurda son paragrafta arkasina bakmaya bile ihtiyac duymayip gidiyor, pardon kaciyor?
    Ben anlayamadigim icin de yok sayamayiz, yargilayamayiz tabiki bu davranis seklini.
    Ben sunu anliyorum: Yazar, aslinda "sevgiyi" bildigini, yasadigini, paylastigini saniyor ta ki gercekten, "gercek sevgi" ve/veya gercek kisiyi yi bulana/hissedene kadar, o yuzden ne yapacagini bilemiyor; pardon biliyor: kaciyor, sevgisinden kaciyor.
    Ya da o gune kadar sevgi duydugu kisiler aslinda sevgisine degmeyen kisilerdi, son paragrafta bahsedilen, hakikaten sevgisine layik birisi, kendisi de hazirlikli degil boyle "gercek sevgiye, sevgiliye", o yuzden nasil davranacagini bilemeden, kacmayi yegliyor. Cok uzuldum simdi her ikisine de :), ozellikle de kacilan kisiye; bahti benimkisine benziyomus:)), ben de hep kacilan kisi oldum diye dusunurum de hep ( ya baska dusunecek bisey kalmadi yani :).
    Ya ne bileyim, bu yazi bana bunlari dusundurdu iste.
    Hos bunlari yazsam ne olacak yazmasam ne olacak, nasil olsa ben yorumlarima yanit almiyorum zaten:(
    Densizlik iste benimkisi.

    YanıtlaSil
  3. jasmine, o kuramadigin baglantiyi soruyordum zaten! normal hayatinda, normal iliskilerinde ve ulasamadigi asklara karsi bu tur hislere sahip olan biri "gercekten" asik oldugunu hissettigi anda kendine bu kadar zit dusen, ve en cok deger verdigi SEVGIyi kaybedecegini bile bile neden ve neyden kacar..?

    beni az cok tanirsin, ironik yani zit dusunceler uzerine kurarim cogu beyin firtinami...

    senin yazilarina yorum? blog'un var mi? ne dusundugunu bilemem ama zaman ayirip, okuyup, cevap yazdigin icin ben minnettarim. Tesekkurler...

    YanıtlaSil
  4. Dusundum de, acaba ben ne yapardim,'soul mate'imi (soul mate=gercek ask, degecek kisi) buldugumu anladigim zaman? Epeyi bi stres hissettim, neden mi; acaba onu kaybetmeden nasil tanisirim, tanisiksam nasil aciklarim, ustelik ben aciklayamam, ben bayanim (hem de erkeklere hic mi hic guveni olmayan, inanmayan), ustelik ya o benim hissettiklerimi hissetmezse. Ama soul mate'se mutlaka o kisi de soul mate olduklarini fark etmistir veya edecektir. Soul mate olundugu bir sekilde gosterilmeli, ispatlanmali, bu zaman alacaktir. Her halde ben sadece soul mate oldugunu dusundugum kisinin uzak yakin etrafinda bi sekilde dolasirdim,kendimi hissettirirdim, bayan oldugum icin de fazla da bisey yapamazdim diye dusunuyorum. Ama onu kesinlikle kaybetmemeye, kacirmamaya buyuk bir emek, ozen gosterirdim.

    Simdi eger erkekse gercek aski bulan, kacma nedenleri iyi niyetli birisi icin soyle olabilir: Reddedilme korkusu, teslim olunus, kaleler fethedilmis ve gurura dokunuyor, varsa ekonomik-egitim-sosyal seviye farkinin dogurabilecegi problemler, bir insana baglanma korkusu, artik diger kadinlari dusunumeyecegi, ustelik flirt bile edemeyecegi dusuncesi veya hakkinin olmamamsi gerektigi dusunceleri:), evlilik, omur boyu evli kalmak :), (cunku gercekten aski buldum diyenler de ayriliyorlar veya evliyse bosaniyorlar), ideallerinden vazgecme olasiliklari, fedakarliklar..( hos soul mate'se idealler hemen hemen aynidir veya paraleldir, ikisi de fedakardir zaten).
    Bu yasima geldim, aslinda soul mate'imi buldugumda nasil davranacagim konusunda hazirlikli olmadigimi farkettim, birseyler okumam lazim, daha dusunmem lazim sanirim bu konu hakkinda, for my sake.
    ~~~~

    Yazilarima degil, sana yazdigim yorumlarima yanit almiyorum diye yazmistim ustte. Neyse yanit verdin.
    ~~~~~
    Bakalim bu yorumumu gonderecek miyim? Artik bi konu hakkinda yorum yapmak, fikrimi bildirmek, eskisi kadar haz vermiyor nedense.

    hoscakal

    YanıtlaSil
  5. Bi baska 'kacma' nedeni de yazarin aslinda "ASKA ASIK OLMASI" olabilir (aski platonik duzeyde kendi kendine yasamak). Dogru sinyalleri almak demek, acaba ASK'inin bittiginin habercisi olabilir mi?

    Acaba UA ne dusunuyor bu konuda?

    YanıtlaSil